İdlib'de kritik günlere, hatta saatlere giriyoruz. Bir tarafta Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Esad rejimine verdiği "Şubat sonuna kadar önceki mevzilere geri çekilme süresi" dolarken, diğer taraftan da Rusya ile sürdürülen görüşmelerden hiçbir netice çıkmadı.Türkiye'nin
İdlib'e yönelik askeri yığınağı da sürüyor. Bölgedeki sayımızın 100 bine yaklaştığı ifade ediliyor. Türkiye geri çekilme olmazsa karşı saldırıya geçileceğinin mesajını çok net verirken Rusya Esad'ın ilerleyişinin desteklediğini açıklamaktan geri durmuyor. Tüm bunlar olurken Rusya'nın Tu-22М3 stratejik ağır bombardıman uçakları yüklü halde Rus savaş uçakları eşliğinde Karadeniz üzerinde uçtuğu haberleri geldi. Bu uçuşlar planlı standart uçuş olarak ifade edilse de bunun Türkiye'ye yönelik bir gözdağı olduğu çok açık. Türkiye'de Rusya'ya gözdağı vermekten geri durmuyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "bölgedeki hiç bir güç kendisini güvende hissetmesin" ve" "her ne pasına olursa olsun eski mevzilerine geri dönecekler" sözü adeta "adrese teslim bir tehdit niteliğindeydi. İdlib'de yaşanan çatışmalar daha düne kadar rejim ile bölgedeki muhalif unsurlar arasında devam ederken, Rusya'nın sahaya inmesi ve muhalif unsurlarında çoğu noktayı savaşmadan teslim etmesi sonucu Türkiye sahaya inmek durumunda kalmıştır. Bugün sahadaki savaş rejim ile muhalifler arasındaki savaştan, Türkiye ve Rusya arasındaki vekalet savaşına ve oradan da doğrudan iki ülkenin birbirini tehdit etmesi noktasına evrilmiştir.
İki gücün çatışması dahi bir provokasyon sonucu mümkün hale gelmiştir. Türkiye ve Rusya, Erdoğan ile Putin daha bir ay öncesine kadar Türk Akımı'nın açılışında adeta düşman çatlatırken o gün bu manzaraları hasetle izleyenler bugün Türkiye'ye Rusya'ya karşı detsek mesajları yolluyorlar. Türkiye son bir ay içerisinde iki güç arasında savruluyor! ABD ve İngiltere gibi güçler ise son dönemde yaşanan Türk - Rus yakınlaşmasını kökten bitirecek bir fırsatın yakalandığı kanaatindeler.
Bu güçler yaşanan krizi körükleyerek Kuveyt hadisesinde Saddam Hüseyin'e verilen türden gaz verme yarışına girmiş durumdalar... Türkiye bölgesinde genellikle PKK/YPG ve IŞİD gibi terör örgütlerine yönelik yürüttüğü sınır ötesi operasyonlara karşın bu defa yıpranmış da olsa Suriye devleti ve onu sahada da askeri olarak destekleyen Rusya ve İran gibi güçlere karşı bir operasyona hazırlanıyor! Son derece zor ve riskli bir süreç bizi bekliyor. Türk milleti ve devleti elbette bu süreçte bir ve bütün olacaktır. Ancak umuyorum ki, bu süreçten aklı selimle ve diplomasiye öncelik vererek çıkacağız.
Allah milletimizi
payidar, ordumuzu muvaffak eylesin inşallah...