Türkiye'deki ekonomik sorunlara değinene Siyasetçi Yazar Fatma Ulubey,"Türkiye 14 ve 28 Mayıs seçimlerinin ardından yeni bir döneme girdi. Halk 21 yıllık mevcut AK Parti iktidarına yine evet dedi.
"Sana Söz Yine Baharlar Gelecek" sloganıyla yola çıkan Millet ittifakı her ne kadar umut verdiyse de ülkeye baharı getiremedi. Bunun nedenlerini başka bir yazıda irdelerim. Peki yıllardır ülkemizde değişen ne oldu? Yaşam standardımız mı yükseldi? Eğitimde, tarımda, hayvancıkta, bilimde, teknoloji de mi ilerledik? Çarpık bir ekonomik tablo ve pahalılık gündemden hiç düşmeyecek mi? Bazı şeyleri anlamak gerçekten çok zor, tanımlamak güç. Enflasyon, işsizlik, yaşam şartları, yoksulluk, fakirlik gibi...
Deprem bölgesinde yaşayan ve halkın içinde olan biri olarak sahada gördüklerim halkın yoksulluğudur.
Sahi fakirlik bu ülkenin kaderi mi? Bir kez daha yinelemek isterim, Suriyeli Mülteciler ilerde başımızı çok ağrıtacak. Bu tehlikeyi her zaman dile getirdim. Sınırlarımızın durumu, Göçmenlerin uyum ve entegrasyonuna yönelik nasıl bir politika izlenecek? Etkin bir dış politikaya ihtiyaç var. Seçimin akabinde hemen zam yağmuru. Oysa seçim bittikten sonra piyasanın rahatlaması gerekirken, “Türkiye Yüzyılı" muhteşem başladı. Dolar 23.3 TL, Euro 25,1 TL oldu"dedi.
Zamlara da değinen Ulubey konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Türkiye yüzyılında 2. gün, sigaraya 8 ₺ zam, süt ve süt ürünlerine yüzde 33 zam, çaya yüzde 40 zam, şekere yüzde 20 zam, LPG ye 40 kuruş zam, benzine 1.48 ₺ zam, Kahveye yüzde 21 zam, 1 kilo dana bonfile 704 TL olmuş. Hep dile getirdiğim üzere ekonomi sadece kur, faiz, döviz meselesine indirgenecek veya sıkıştırılacak bir mesele değildir. Ekonomi her şeyden önce temelinde tam bağımsızlığın bulunduğu ideolojik bir tercih meselesidir, gerisi buna göre şekillenir. Yoksulluk sınırı değil, açlık sınırının altında bir asgari ücret. Dolar/TL kurundaki artış, telefon, bilgisayar ve otomobil gibi ithal ürünlere zam olarak yansımaya başladı. Dövizden kaynaklı yüzde20 bandında zam geldi. Maliye Bakanı Şimşek'in elinde ne sihirli değnek var ne insanlığı düşünerek yeni ekonomi politikalarını belirleyecek bir kadrosu var. Hükümetin yapacağı şey açıktır, 21 yıllık faturayı emekçi halka kesecek.
Faizleri yükseltecek ve enflasyon-kurlar uçtukça uçacak. Asgari ücretlinin maaşı giderek şuan ki gibi 370 dolara gerileyecek. Dilerim yanılırım. Adalet eşittir Ekonomi modeline geçilmediği sürece Hukukun Üstünlüğü Endeksi'nde 117. Demokrasi Endeksi'nde 103. Basın ve İfade özgürlüğü Endeksi'nde 156. sırada olan bir ülkede, Hukukun işlemediği bir ülkede ekonomi düzelmez. Gemiyi batıran kaptanı yine, gemiye kaptan yaparsanız sonuç bu olur. Ekonomist değilim ama , TL bir günde Dolar karşısında yüzde 7 kaybediyorsa, ülkede yaşayanların %40'ı açlık sınırının altında yaşıyorsa hangi ekonomik ilerlemeden sözedilir? Akaryakıta büyük zam yolda, benzinin litre fiyatı 2.70,
motorinin ise 1.37 TL artacak. Dövizde fren tutmuyor. Geçen her saniye paramizin pul olduğunun değerini gittikçe kaybettiği bir süreci yaşıyoruz. İğneden ipliğe başta su ve gıda olmak üzere her şeye zam demektir. 1 Euro, 25.43 TL’ye yükseldi. Seçim için baskılandığını söylemişti ekonomistler .
Kandırıldığımızı biliyorduk da yüzleşmek yine de acı veriyor. Türkiye’yi kıskandığı iddia edilen Almanya’da saatlik asgari ücret 12 Euro, yani 305 TL. Türk asgari ücretlinin, Alman asgari ücretlinin 1 saatte kazandığı parayı kazanabilmesi için 1 tam gün çalışması gerekiyor. Bakanlığın paylaştığı verilere göre Türkiye’de çalışanların yüzde 62,54’ü asgari ücretli. Almanya’da bu oran yüzde 6,6.
Eee ne de olsa Avrupa bizi kıskanıyor"
Kaynak : PHA
"Sana Söz Yine Baharlar Gelecek" sloganıyla yola çıkan Millet ittifakı her ne kadar umut verdiyse de ülkeye baharı getiremedi. Bunun nedenlerini başka bir yazıda irdelerim. Peki yıllardır ülkemizde değişen ne oldu? Yaşam standardımız mı yükseldi? Eğitimde, tarımda, hayvancıkta, bilimde, teknoloji de mi ilerledik? Çarpık bir ekonomik tablo ve pahalılık gündemden hiç düşmeyecek mi? Bazı şeyleri anlamak gerçekten çok zor, tanımlamak güç. Enflasyon, işsizlik, yaşam şartları, yoksulluk, fakirlik gibi...
Deprem bölgesinde yaşayan ve halkın içinde olan biri olarak sahada gördüklerim halkın yoksulluğudur.
Sahi fakirlik bu ülkenin kaderi mi? Bir kez daha yinelemek isterim, Suriyeli Mülteciler ilerde başımızı çok ağrıtacak. Bu tehlikeyi her zaman dile getirdim. Sınırlarımızın durumu, Göçmenlerin uyum ve entegrasyonuna yönelik nasıl bir politika izlenecek? Etkin bir dış politikaya ihtiyaç var. Seçimin akabinde hemen zam yağmuru. Oysa seçim bittikten sonra piyasanın rahatlaması gerekirken, “Türkiye Yüzyılı" muhteşem başladı. Dolar 23.3 TL, Euro 25,1 TL oldu"dedi.
Zamlara da değinen Ulubey konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Türkiye yüzyılında 2. gün, sigaraya 8 ₺ zam, süt ve süt ürünlerine yüzde 33 zam, çaya yüzde 40 zam, şekere yüzde 20 zam, LPG ye 40 kuruş zam, benzine 1.48 ₺ zam, Kahveye yüzde 21 zam, 1 kilo dana bonfile 704 TL olmuş. Hep dile getirdiğim üzere ekonomi sadece kur, faiz, döviz meselesine indirgenecek veya sıkıştırılacak bir mesele değildir. Ekonomi her şeyden önce temelinde tam bağımsızlığın bulunduğu ideolojik bir tercih meselesidir, gerisi buna göre şekillenir. Yoksulluk sınırı değil, açlık sınırının altında bir asgari ücret. Dolar/TL kurundaki artış, telefon, bilgisayar ve otomobil gibi ithal ürünlere zam olarak yansımaya başladı. Dövizden kaynaklı yüzde20 bandında zam geldi. Maliye Bakanı Şimşek'in elinde ne sihirli değnek var ne insanlığı düşünerek yeni ekonomi politikalarını belirleyecek bir kadrosu var. Hükümetin yapacağı şey açıktır, 21 yıllık faturayı emekçi halka kesecek.
Faizleri yükseltecek ve enflasyon-kurlar uçtukça uçacak. Asgari ücretlinin maaşı giderek şuan ki gibi 370 dolara gerileyecek. Dilerim yanılırım. Adalet eşittir Ekonomi modeline geçilmediği sürece Hukukun Üstünlüğü Endeksi'nde 117. Demokrasi Endeksi'nde 103. Basın ve İfade özgürlüğü Endeksi'nde 156. sırada olan bir ülkede, Hukukun işlemediği bir ülkede ekonomi düzelmez. Gemiyi batıran kaptanı yine, gemiye kaptan yaparsanız sonuç bu olur. Ekonomist değilim ama , TL bir günde Dolar karşısında yüzde 7 kaybediyorsa, ülkede yaşayanların %40'ı açlık sınırının altında yaşıyorsa hangi ekonomik ilerlemeden sözedilir? Akaryakıta büyük zam yolda, benzinin litre fiyatı 2.70,
motorinin ise 1.37 TL artacak. Dövizde fren tutmuyor. Geçen her saniye paramizin pul olduğunun değerini gittikçe kaybettiği bir süreci yaşıyoruz. İğneden ipliğe başta su ve gıda olmak üzere her şeye zam demektir. 1 Euro, 25.43 TL’ye yükseldi. Seçim için baskılandığını söylemişti ekonomistler .
Kandırıldığımızı biliyorduk da yüzleşmek yine de acı veriyor. Türkiye’yi kıskandığı iddia edilen Almanya’da saatlik asgari ücret 12 Euro, yani 305 TL. Türk asgari ücretlinin, Alman asgari ücretlinin 1 saatte kazandığı parayı kazanabilmesi için 1 tam gün çalışması gerekiyor. Bakanlığın paylaştığı verilere göre Türkiye’de çalışanların yüzde 62,54’ü asgari ücretli. Almanya’da bu oran yüzde 6,6.
Eee ne de olsa Avrupa bizi kıskanıyor"
Kaynak : PHA