İyi Partili Erhan USTA TÜRKİYE'YE, MÜLTECİLERLE KURULMAYA ÇALIŞILAN TUZAK !

Son günlerde iş dünyasının bir kesiminden yükselen; “Suriyelilere resmî çalışma hakkı tanınsın” sesleri sebepsiz değil.

Peki onca geçen yıldan sonra neden şimdi böyle bir gündem oluşturuluyor? Bunun arkasında nasıl bir küresel güç, nasıl bir sistematik çalışma var? ANLATIYORUM: Geçtiğimiz mart ayında Dünya Bankasının bir raporu; sadece devlet kurumlarının bazılarıyla kısıtlı olmak ve kamuoyundan saklı tutulmak suretiyle yayımlandı.

Bu rapora göre özetle; Suriyelilere iş verilmek koşuluyla, Türkiye’ye kredi verilebilecekti. Biz bu rapora ulaştık ve konuyu hemen TBMM’de gündeme getirdik. Ak Parti grubu temsilcileri de tahmin edileceği üzere konuyu inkar yoluna gittiler. Şimdi bugün bir benzer şekilde; Suriyelilere iş verilmesinin “sözde” yararlı olacağı bazı iş dünyası temsilcilerince gündeme getirilerek, alacağı kredi için Dünya Bankasına boyun eğmeye hazır olan hükümetin ve arka planda küresel güçlerin değirmenine su taşınıyor.

8 milyon işsizi olan Türkiye’de Suriyelilere iş verilmesinin hiçbir mantığı yoktur. Türk Milleti işsizlikle savaşırken, buna bir çözüm bulmak yerine dün bayrağımızı yakan, askerimize saldıran Suriyelilere tanınmaya çalışılan bu ayrıcalık en hafif tabiriyle aymazlıktır!

İç güvenlikten adalete, ekonomiden dış politikaya kadar her alanda Türkiye’nin sırtında bir kambur halini alan Suriyelilerin resmi olarak çalıştırılması sonucu onlara vatandaşlık verilmesinin de önünü açacak olan bu projenin amacı, Türk Ulus Egemenliğine zarar vererek, Türkiye Cumhuriyeti Devletini zayıflatmak ve nihayetinde ortadan kaldırmaktır. Hükümeti bu konuda bir kez daha uyarıyorum!

Bu uygulamadan sonra Türkiye’nin, sayıları az da olsa, çadır kentlerde tutmayı becerebildiği Suriyeliler de ülkenin dört bir yanına kanser gibi dağılacaktır.

Zaten doğum oranları Türklere kıyasla 5 kat fazla olan Suriyelilerin elini böylesine güçlendirmek, telafisi imkansız bir demografik faciaya sebep olacaktır.

Dünya tarihi, bu tür sessiz istilalarla zayıflatılan ve yıkılan devletlerle doludur. Türkiye’nin, kaçak ve göçmen sorununu ivedilikle çözmesi gerekirken yapılan bu yanlışları kabul etmiyoruz!