• Künye
  • İletişim
  • Çerez Politikası
  • Gizlilik İlkeleri
Anasayfa
  • GÜNDEM
  • EKONOMİ
  • SAĞLIK
  • TAZİYE İLANLARI
  • SİYASET
  • İSLAM VE YAŞAM
  • ADIYAMAN
    SincikÇelikhanTutSamsatKahtaGölbaşıGergerBesni
  • SPOR MAGAZİN TEKNOLOJİ EĞİTİM ÖZEL HABER
  • Ara
SON DAKİKA:
12:45
Yavuz Ağıralioğlu: ‘DEM oldu barış havarisi, biz olduk kandan beslenen’
10:15
Kahta’ya ilk akıllı şarj istasyonu kuruldu
06:30
Adıyaman Belediyeler Birliği Mayıs ayı toplantısı yapıldı - Videolu Haber
06:00
Akkan, Yapımı devam eden Hayvan Pazarı ve Mezbahane Tesisini inceledi
05:45
Vali Varol, SGK İl Müdürü Fuat Tekin’i kabul etti
Video Galeri Foto Galeri Yazarlar Üye Paneli
  1. Haberler
  2. GENEL
  3. Bayraktar: Tarım arazilerini korumalıyız
GENEL
Yayınlanma: 05 Aralık 2022 - 11:15

Bayraktar: Tarım arazilerini korumalıyız

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, 5 Aralık Dünya Toprak Günü dolayısıyla yaptığı görüntülü basın açıklamasında “Toprak, sadece çiftçi için değil, 85 milyon insanımız ve geleceğimiz için en değerli varlığımızdır. Bu bilinçle 7’den 70’e herkes toprağı, sevmeli ve onu korumak, geliştirmek için elinden geleni yapmalıdır. Topraklarımızı sözde değil fiilen korumalıyız” dedi.

GENEL
05 Aralık 2022 - 11:15
Yazdır
A
Büyüt
A
Küçült
Bayraktar: Tarım arazilerini korumalıyız
Dünya Toprak Günü’nün her yıl 5 Aralık’ta, toprak kaynaklarının sürdürülebilir bir şekilde yönetilmesini savunmak ve yapısı bozulmamış sağlıklı toprağın önemine dikkat çekmek amacıyla düzenlendiğini ifade eden Bayraktar, açıklamasına şöyle devam etti: 
“Bu yıl Birleşmiş Milletler tarafından Dünya Toprak Günü’nün sloganı “Gıdanın başladığı yer” olarak belirlendi. Birleşmiş Milletler bu yıl ki sloganı ile toprak yönetimindeki artan zorluklara vurgu yapmak, toprak bilincini artırmak ve toplumların toprağın sağlığını iyileştirmek için daha fazla çaba göstermesi gerektiğine değindi.
Birleşmiş Milletler, toprağı, bitki büyümesi yoluyla insanlar ve hayvanlar için gıda sağlayan organizmalar, mineraller ve organik bileşenlerden oluşan bir dünya olarak tanımlıyor. Toprakların da sağlıklı kalabilmesi için bizler gibi uygun miktarlarda çeşitli besin kaynaklarına ihtiyacı vardır. Bilinçsiz tarımsal üretimle topraktaki besin zinciri bozuluyor, bu zincir iyi yönetilmezse verimlilik giderek kayboluyor ve besin değerleri azalan ürünler üretiliyor. Toprak besin kaybı, beslenmeyi tehdit eden önemli bir toprak bozulma sürecidir. Bu durum tüm dünyada gıda güvenliği ve sürdürülebilirliği için küresel düzeyde en kritik sorunlar arasında kabul ediliyor. Birleşmiş Milletler verilerine göre, son 70 yılda, gıdalardaki vitamin ve besin seviyesi önemli ölçüde azaldı. 
Sürdürülebilir olmayan arazi kullanımı, uygunsuz tarımsal faaliyetler ve toprağın organik maddelerine zarar veren hasat, anız yakılması gibi insan faaliyetleri, yetersiz veya yanlış bitki besin maddeleri kullanımı ve toprakta biyolojik çeşitliliğin kaybı ülkemiz için de büyük bir tehdit oluşturuyor. 
Her geçen gün erozyon, çölleşme, toprak kirlenmesi, tuzlanma, toprak içindeki organik madde ve mikroorganizma varlığının azalması gibi sebepler, topraklar da sürekli bozulmalara neden oluyor. Bunların yanında aşırı ve bilinçsiz sulama, uygun miktarda kullanılmayan pestisitler, ağır ve sürekli toprak işlemeleri ve aşırı hayvan otlatma gibi tarımsal uygulamalar da topraklarımıza zarar veriyor.
Bu nedenle toprak ekosistemine uygun uygulamaları teşvik etmek, toprağın yapısını bozacak, verimini azaltacak her türlü uygulamadan kaçınmak ve amaç dışı kullanımları engellemek, yapılması gereken önemli bir görev haline geliyor. 
Tarım arazilerimiz, arazi bozulumunun yanı sıra geri dönüşü olmayan bir şekilde elden çıkıyor. Bunun sebepleri bellidir. Sebepler içinde, nüfus artışını, kırsaldan kente göçü, tarım arazilerinin içinden geçen ve araziyi bölen karayollarını, otobanları, bunların çevresinde kurulan sanayiyi, turizmi, madenciliği, kamu yatırımlarını ve yerleşim alanlarını sayabiliriz. Bizler bu açıklamaları yaparken bu sektörler ülkenin sanayisinin, madenciliğinin de gelişmesi gerektiğini dile getiriyor. Elbette ülkemiz her alanda gelişmelidir. Ancak bu gelişmeler verimli tarım arazilerinin üzerinde oluyorsa, en kıymetli miraslarımızdan zeytin bahçeleri madenciliğe açılıyorsa, büyük şehirlerde birinci sınıf tarım arazileri sanayiye açılıyorsa, buna karşı çıkmamak mümkün olabilir mi?”
“Artık bir karış dahi kaybedecek toprağımız yoktur.”
 “Pandemi, küresel ve ulusal krizler, beslenme ihtiyacımızı karşılamamızı sağlayan tarım alanlarımızı çok daha iyi kullanmanın önemini ortaya koydu.
2022 Dünya Gıda Günü sloganının gıdanın toprakta başladığını vurgulaması, dünyada gıda krizi beklentisine karşı bizleri uyarıyor. Önümüzdeki yıllarda yaşanabileceklere bugünden dikkat çekiyor. Topraklarımızı kaybetmeye devam edersek, üretimde yeterlilik sağlayamazsak gıda krizi bizleri de vuracaktır. Artık ne toprak bozulumu ile ne amaç dışı kullanımlarla ne de herhangi bir sebeple kaybedecek bir karış dahi toprağımızın olmadığı ortadadır. Gıda güvencesi için toprağın olmazsa olmaz olduğu bilincini bütün toplumda aynı düzeyde oluşturmak ve bundan sonra da bu bilinçle topraklarımıza sahip çıkmak zorundayız.”
“Tarım arazilerini korumalıyız”
“Toprağımıza sık sık anamız, ekmek teknemiz diyerek kıymetli olduğunu ifade ediyoruz. Ancak bu ifade ettiğimize yakışmayacak şekilde toprağı hor kullanıyor ve çocuklarımızın bize emaneti olan topraklarımızı kaybediyoruz.
Nüfus artışı, sanayileşme, madencilik, turizm, ulaştırma ve kentleşme nedeniyle toprak ve su kaynakları üzerindeki baskı her yıl biraz daha artıyor. Ayrıca, tarım arazilerimizin küçük, parçalı, dağınık, çok hisseli olması ve sulama imkânlarının halen yetersizliği ile verimli kullanımı da sağlanamıyor.
Yüzölçümü 78,35 milyon hektar olan Türkiye’nin, uzun ömürlü bitkilerle beraber toplam arazi miktarı 2005-2020 döneminde 26,6 milyon hektardan 23,1 milyon hektara gerilemiştir. Bir diğer ifadeyle, yaklaşık 15 yılda 3,5 milyon hektar tarım arazisini kaybettik. Ülkemizde en fazla tarım arazisine sahip Konya’da son 10 yılda tarım alanları yüzde 10,5 azaldı. Aynı dönemde tarım arazilerinin en fazla olduğu illerimizden sırasıyla Şanlıurfa’da yüzde 16,6, Sivas’ta yüzde 17,8, Yozgat’ta yüzde 15,7, Çorum’da yüzde 12,5, Adana’da yüzde 12,4, Mersin’de yüzde 13,1, Kırşehir’de yüzde 17,6, Mardin’de yüzde 12,9, Edirne’de yüzde 14,0, Malatya’da yüzde 11,9, Muş’ta 12,3, Hatay’da 16,9, Kastamonu’da ise yüzde 13,4, azalma gerçekleşti. 
Ülkemizin dünyada toprak rezervi azalan ülkelerden biri olduğu da dikkate alındığında topraklarımızın korunmasının ne denli önemli olduğu açıkça görülüyor. Bu unutulmamalı ve topraklarımız çok iyi korunmalıdır. Tarım arazisi için uygun olan toprakların korunması daha da önemlidir. Ülkemizde nüfus yıldan yıla artarken tarım alanlarının azalmasıyla kişi başına düşen arazi miktarı her geçen yıl azalıyor. İstatistiklere göre 2005 yılında kişi başına 3,9 dekar arazi düşerken, bu değer 2010 yılında 3,4 dekara, 2015 yılında 3 dekara 2021 yılına gelindiğinde ise 2,7 dekara geriledi. 
Ülkemizin en stratejik sektörlerinden olan tarımın en temel sermayesi olan tarım arazilerini korumak, sürdürülebilirlik açısından çok önemlidir. Son yıllarda tarım arazilerinin korunması ve amaç dışına çıkarılmasının önlenmesi amacıyla çalışmalar yapılmış, Kanunlar çıkarılmıştır. 
Birliğimizin de tarım arazilerini daha fazla koruyabilecek, parçalanmanın önüne geçecek şekilde güncellenmesi konusunda destek verdiği 5403 sayılı Toprak Koruma Kanunu bu konudaki Kanunların başında yer alıyor. Bu kanunla tarım arazilerindeki parçalanmanın önüne geçilerek 2014-2020 yılları arasında 1,7 milyon hektar alanın bölünmesi ve hisselenmesi engellendi.
Tarım arazilerinin miras yolu ile bölünmesinin önlenmesi amacıyla çıkarılan 6537 sayılı Kanun ile tarım arazilerinin bölünmesinin engellenmesine yönelik önlemlerin daha da artırılmasını, mülkiyet devirlerinin hızlı bir şekilde yapılmasını, tarımsal amaçlı kullanım planlarının etkin uygulanmasını ve arazi kullanımına ilişkin denetimlerin etkinleştirilmesini sağlamak amacıyla 7255 sayılı Kanun ve diğer benzer çalışmalar bu açıdan oldukça önemlidir.
5403 Sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Kanunun 14. Maddesi ile 9,2 milyon hektar olan 440 adet ova tarımsal sit alanı olarak belirlendi ve koruma altına alındı. Bunu toprağı korumak adına atılmış, önemli bir adım olarak görüyor ve destekliyoruz.
Tarım ve Orman Bakanlığı çalışmaları ile 2021 yılında tarım alanlarında artış görüldü. 2020 yılında 23,1 milyon hektar olan işlenebilir tarım alanı ve uzun ömürlü bitki alanı yüzde 1,7 oranında artarak 23,5 milyon hektara çıktı. Bu artışın devam edeceğine inanıyoruz.”

“Toprak Koruma Kurullarında toprağın sahibi olan çiftçi temsilcilerinin bulunması zorunlu olmalıdır”
“İllerde Toprak Koruma Kurulları tarım arazilerinin amaç dışı kullanımı konusunda kararlar veriyor. Bu kurullar sadece bugünün değil geleceğin, çocuklarımıza bırakacağımızın mirasın kararını veriyor. Bu Kurullar aldığı kararları bir değil bin kez düşünerek almalıdır. Bu bakımdan biz Toprak Koruma Kurullarını fazlasıyla önemsiyoruz. Kurullarda toprağın, tarımın önemini çiftçi adına anlatacak, toprağın sahibi olan çiftçilerimizin temsilcisi Ziraat Odalarının bulunması zorunlu olmalıdır. Yılda 3-4 ürün alınabilen, verimliliği Türkiye ortalamalarının üstünde olan, üreticilerimizin gözü gibi baktığı bu alanlar Toprak Koruma Kurullarında amaç dışı kullanıma açılmamalıdır. Bu Kurullarda çiftçinin, toprağın önemini en iyi Ziraat Odası Temsilcisi anlatacaktır. Bazı illerde çiftçi temsilcisi Ziraat Odaları yerine ticaret erbabının temsilcileri bu kurullarda görev yapmaktadır. Toprağın sahibinin bulunmadığı kurullarda toprağı korumak, imara açılmasını önlemek nasıl mümkün olacaktır?
Toprak Koruma Kurullarına gelen arazilere artık vazgeçilemez gözüyle bakılmalı, imzalar atılırken gelecek nesillerin bizlere emaneti olan toprakları kolayca gözden çıkarmamalıyız.”

“Verimli tarım arazilerini tarım dışı amaçlarla kullanmak, büyük bir savurganlıktır. Birinci sınıf sulamaya uygun tarım arazilerimizin, imara açılmasına asla izin vermemeli, bu arazilerin üzerine sanayi tesisleri, şehirler kurmamalıyız”
“Dünyada gıda krizi beklenirken, önümüzdeki yıllarda yaşanabilecekler bugünden öngörülüyor. Artık bir karış dahi kaybedecek toprağımızın olmadığı ortadadır. Gıda güvencesi için toprağın olmazsa olmaz olduğu bilincini bütün toplumda aynı düzeyde oluşturmak ve bundan sonra da bu bilinçle topraklarımıza sahip çıkmak zorundayız. 
Karayollarını ve şehirlerin gelişimini projelendirirken, verimli tarım arazileri yerine tarıma elverişli olmayan, daha verimsiz arazilerin kullanılmasına özen gösterilmelidir. Alternatif marjinal tarım arazileri mevcutken, verimli tarım arazilerini tarım dışı amaçlarla kullanmak, büyük bir savurganlıktır. Birinci sınıf sulamaya uygun tarım arazilerimizin, imara açılmasına asla izin vermemeli, bu arazilerin üzerine sanayi tesisleri, şehirler kurmamalıyız. Turizm, madencilik ve ulaştırma için verimli tarım arazilerimizi kullanmamalı, meyve ağaçlarını, zeytinlikleri kesip yazlıklar inşa etmemeliyiz.  
Büyükşehir belediyeleri, tarıma kaynak ayırmalıdır. Valilikler ve büyükşehir belediyeleri, verimli tarım arazilerinin korunması konusunda çok hassas hareket etmeli, meraların tespit, tahdit, tahsis ve ıslah çalışmaları hızla tamamlanmalı, meraların amaç dışı kullanımı önlenmelidir.”

Yapılması gerekenler
“Verimli topraklarımızı kaybetmeye devam edersek, gıda üretimi ve gıda güvencesi ciddi şekilde zarar görecek, gıda fiyatlarındaki dalgalanmalar artacak ve milyonlarca insan potansiyel olarak açlık ve yoksulluğa itilecektir.
Tarım alanlarındaki bozulmanın ve azalmanın önlenmesi toprak ve tabiat sevgisi ile büyüyen nesillerin toprağına sahip çıkmasıyla mümkün olabilir. Toprak sevgisi, koruma bilinci ilköğretim düzeyinde eğitim öğretim müfredatına girmeli, toprağı tanımanın yaşamı tanımak olduğu çocuklarımıza aşılanmalıdır. 
Bir santimetre kalınlığındaki bir toprağın oluşabilmesi için yüz ile bin yıllık bir süreç gerektiğinden topraklarımızın bilinçli kullanılmasının ne kadar önemli olduğu unutulmamalıdır. 
Tarımda gelişmiş teknolojileri kullanarak birim alandan en fazla verimi alabilmek, ülke topraklarında ekilmeyen alan bırakmamak, dünyada belirli ürünlerde söz sahibi olan ülkelerle rekabet edebilmek, kırsal alanda üreticilerin gelir ve yaşam seviyelerini artırmak amacıyla çiftçilerin tarımsal alandan kopmamaları için her türlü çaba gösterilmelidir. Ancak bunu yaparken tabiatın dengelerini altüst etmemek ve sürdürülebilir tarımsal üretim imkanlarını da yok etmemek zorundayız. Tarım politikaları tarım arazilerini korumak, çiftçiyi arazisinde, köyünde tutmak, çiftçiye ailesini geçindirecek bir gelecek sağlamak üzerine kurulmalıdır. 
Toprağımızın kıymetinin herkesçe çok iyi bilindiği, toprağı yönetenlerden kullananlara kadar her kesimin ona saygı duyarak, hareket edeceği günler temennisiyle Dünya Toprak Günü’nü kutluyorum."

Kaynak: PHA
EDİTÖR
Bot
Bot
ANASAYFAYA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ
İlginizi Çekebilir
Yavuz Ağıralioğlu: ‘DEM oldu barış havarisi, biz olduk kandan beslenen’
Yavuz Ağıralioğlu: ‘DEM oldu barış havarisi, biz olduk kandan beslenen’
Kahta’ya ilk akıllı şarj istasyonu kuruldu
Kahta’ya ilk akıllı şarj istasyonu kuruldu
Adıyaman Belediyeler Birliği Mayıs ayı toplantısı yapıldı - Videolu Haber
Adıyaman Belediyeler Birliği Mayıs ayı toplantısı yapıldı - Videolu Haber
Akkan, Yapımı devam eden Hayvan Pazarı ve Mezbahane Tesisini inceledi
Akkan, Yapımı devam eden Hayvan Pazarı ve Mezbahane Tesisini inceledi
Son Haberler
Yavuz Ağıralioğlu: ‘DEM oldu barış havarisi, biz olduk kandan beslenen’
Yavuz Ağıralioğlu: ‘DEM oldu barış havarisi, biz olduk kandan beslenen’...
Kahta’ya ilk akıllı şarj istasyonu kuruldu
Kahta’ya ilk akıllı şarj istasyonu kuruldu
Adıyaman Belediyeler Birliği Mayıs ayı toplantısı yapıldı - Videolu Haber
Adıyaman Belediyeler Birliği Mayıs ayı toplantısı yapıldı - Videolu...
Akkan, Yapımı devam eden Hayvan Pazarı ve Mezbahane Tesisini inceledi
Akkan, Yapımı devam eden Hayvan Pazarı ve Mezbahane Tesisini inceledi...
Vali Varol, SGK İl Müdürü Fuat Tekin’i kabul etti
Vali Varol, SGK İl Müdürü Fuat Tekin’i kabul etti
Adıyaman İlçeleri
  • Adıyaman
  • Besni
  • Çelikhan
  • Gerger
  • Gölbaşı
  • Kahta
  • Samsat
  • Sincik
  • Tut
Ulubey: Kadınların haklarının korunduğu eşit ve adil bir dünya diliyorum
Ulubey: Kadınların haklarının korunduğu eşit ve adil bir dünya diliyorum

Ana Sayfa
GÜNDEM
EKONOMİ
SAĞLIK
TAZİYE İLANLARI
SİYASET
İSLAM VE YAŞAM
ADIYAMAN
SPOR
MAGAZİN
TEKNOLOJİ
EĞİTİM
ÖZEL HABER
Köşe Yazarları
Foto Galeri
Video Galeri
Biyografiler
Vefatlar
Yerel Haberler
Üye Paneli
Günün Haberleri
Arşiv
Gazete Arşivi
Karikatürler
Anketler
Hava Durumu
Gazete Manşetleri
Nöbetci Eczaneler
Namaz Vakitleri
  • EĞİTİM
  • Kahta
  • KÜLTÜR-SANAT
  • MEDYA
  • SİYASET
  • SPOR
  • TEKNOLOJİ
  • Foto Galeri
  • Video Galeri
  • Köşe Yazarları
  • Biyografiler
  • Vefatlar
  • Üye Paneli
  • Yerel Haberler
  • Günün Haberleri
  • Arşiv
  • Gazete Arşivi
  • Karikatürler
  • Anketler
  • Hava Durumu
  • Gazete Manşetleri
  • Nöbetci Eczaneler
  • Namaz Vakitleri
Google Play
ücretsiz indirin
App Store
ücretsiz indirin

  • Sitene Ekle
  • Künye
  • İletişim
  • Çerez Politikası
  • Gizlilik İlkeleri

Sitemizdeki yazı , fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır.
İzinsiz veya kaynak gösterilemeden kullanılamaz
Copyright © 2019 Tüm Hakları Saklıdır.

Yazılım: Tumeva Bilişim