Sendika binasında toplanan Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası üyeleri adına 12 bebeğin ölümüne ilişkin değerlendirmede bulunan Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Adıyaman Şubesi Eş Başkanı İbrahim Halil Aydın, sağlıkta ticaret ölüm demek olduğunu belirtti.
Maddi kazanç için mafyatik ilişkilerle çıkarlarını güvence altına aldıklarını düşünen bu kişiler çürümüş sağlık sisteminin tüm boşluklarını kullanarak onlarca bebeğin yaşam hakkına saldırdığını ifade eden Başkan Aydın,"Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı Örgütlü Suçlar ve Terör Suçları Soruşturma Bürosunca hazırlanan fezlekede, Sağlık Bakanlığı Müfettişliğince hazırlanan uzman görüşü raporunda, yenidoğan ünitelerindeki 12 bebeğin hayatını kaybetmesine neden olan tıbbı eksikliklerin yer aldığı iddianame sağlık sisteminin piyasalaştırılması ve giderek artan özel hastanelerin denetimsizliğini ortaya çıkarmıştır. Maddi kazanç için mafyatik ilişkilerle çıkarlarını güvence altına aldıklarını düşünen bu kişiler çürümüş sağlık sisteminin tüm boşluklarını kullanarak onlarca bebeğin yaşam hakkına saldırmış ve 12 bebeğin ölümüne neden olmuştur.
Tam da bu yüzden; kamu ve üniversite hastanelerinin içini boşaltarak, itibarsızlaştırarak nerdeyse her köşede özel hastanelerin açılmasını teşvik eden Bakanlık politikalarının ne yazık ki; geldiği noktayı önden gördük ve uyarılarda bulunduk. Yaşanan bu vahim durumun buzdağının üstü olması ihtimali kaygılarımızı daha da arttırmaktadır.
Şimdiki Sağlık Bakanı Prof. Dr. Kemal Memişoğlu’nun bu olayların yaşandığı zamanlarda İstanbul İl Sağlık müdürü olarak görev yapmakta olduğunu hatırlatmak isteriz. Bu kirli ilişkilerin, bağlantıların 12 bebeğin ölümüne yol açmadan neden tespit edilemediğini, denetimlerin neden yapılmadığını, yapıldıysa neden fark edilmediğini sormak isteriz? Bu durum tüm özel hastanelerin acilen mercek altına alınmasını gerektirmektedir. SGK, bütün özel hastaneler ile anlaşmaları iptal etmeli. Bir daha da hiç bir özel hastane ile anlaşma yapmamalıdır.
Özel hastane sahipleri ya da şirketler hastanelerini Sağlık Bakanlığına devretmek isterse ederi üzerinden alınmalıdır. Bu kurumlarda etik ilkelere ve meslek kurallarına uygun çalışan emekçiler Sağlık Bakanlığında çalışan emsalleri gibi ücretlendirme ve kadrolu istihdam ile Bakanlık personeli hâline getirilmelidir."dedi.
Sağlık Bakanlığını uyaran Başkan Aydın,"Sağlık haktır. Yaşam hakkına yönelik tehditlerin sağlık kuruluşları ve çalışanlardan gelmesi kesinlikle kabul edilemez. Bakanlığı uyarıyoruz; Gözü dönmüş, etik değerlerini kaybetmiş bir güruhun para hırsıyla yaşamlara kast etmesi; piyasacı, metalaşmış sağlık sisteminin sonucudur ve sizin de bu durumda payınız vardır. Yargılama sürecinde sonuç ne olursa olsun bu kişiler kamu vicdanında da hüküm giyeceklerdir. Halkın sağlık hakkı için mücadele eden, türlü tehdit ve zorbalıklara rağmen iyi hekimlik değerlerinden vaz geçmeyen, ebelik ve hemşirelik gibi doğumdan ölüme yaşatmanın sorumluluğu ve yeminine sadık kalan, sağlık hizmetlerinin her aşamasında görev alarak aynı sorumlulukla çalışmaya devam eden sağlık emekçilerinin sayısı bu yozlaşmış, etik değerlerini kaybetmişlerden çok daha fazladır.
Bilinmelidir ki; organize kötülüğe karşı organize iyilik ve nitelikli sağlık hizmeti vermek için mücadele eden sağlık emekçileri, sağlık sisteminin güvencesi, oto kontrolü olmaya devam edecektir." Şeklinde konuştu.
Kaynak : PHA
Maddi kazanç için mafyatik ilişkilerle çıkarlarını güvence altına aldıklarını düşünen bu kişiler çürümüş sağlık sisteminin tüm boşluklarını kullanarak onlarca bebeğin yaşam hakkına saldırdığını ifade eden Başkan Aydın,"Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı Örgütlü Suçlar ve Terör Suçları Soruşturma Bürosunca hazırlanan fezlekede, Sağlık Bakanlığı Müfettişliğince hazırlanan uzman görüşü raporunda, yenidoğan ünitelerindeki 12 bebeğin hayatını kaybetmesine neden olan tıbbı eksikliklerin yer aldığı iddianame sağlık sisteminin piyasalaştırılması ve giderek artan özel hastanelerin denetimsizliğini ortaya çıkarmıştır. Maddi kazanç için mafyatik ilişkilerle çıkarlarını güvence altına aldıklarını düşünen bu kişiler çürümüş sağlık sisteminin tüm boşluklarını kullanarak onlarca bebeğin yaşam hakkına saldırmış ve 12 bebeğin ölümüne neden olmuştur.
Tam da bu yüzden; kamu ve üniversite hastanelerinin içini boşaltarak, itibarsızlaştırarak nerdeyse her köşede özel hastanelerin açılmasını teşvik eden Bakanlık politikalarının ne yazık ki; geldiği noktayı önden gördük ve uyarılarda bulunduk. Yaşanan bu vahim durumun buzdağının üstü olması ihtimali kaygılarımızı daha da arttırmaktadır.
Şimdiki Sağlık Bakanı Prof. Dr. Kemal Memişoğlu’nun bu olayların yaşandığı zamanlarda İstanbul İl Sağlık müdürü olarak görev yapmakta olduğunu hatırlatmak isteriz. Bu kirli ilişkilerin, bağlantıların 12 bebeğin ölümüne yol açmadan neden tespit edilemediğini, denetimlerin neden yapılmadığını, yapıldıysa neden fark edilmediğini sormak isteriz? Bu durum tüm özel hastanelerin acilen mercek altına alınmasını gerektirmektedir. SGK, bütün özel hastaneler ile anlaşmaları iptal etmeli. Bir daha da hiç bir özel hastane ile anlaşma yapmamalıdır.
Özel hastane sahipleri ya da şirketler hastanelerini Sağlık Bakanlığına devretmek isterse ederi üzerinden alınmalıdır. Bu kurumlarda etik ilkelere ve meslek kurallarına uygun çalışan emekçiler Sağlık Bakanlığında çalışan emsalleri gibi ücretlendirme ve kadrolu istihdam ile Bakanlık personeli hâline getirilmelidir."dedi.
Sağlık Bakanlığını uyaran Başkan Aydın,"Sağlık haktır. Yaşam hakkına yönelik tehditlerin sağlık kuruluşları ve çalışanlardan gelmesi kesinlikle kabul edilemez. Bakanlığı uyarıyoruz; Gözü dönmüş, etik değerlerini kaybetmiş bir güruhun para hırsıyla yaşamlara kast etmesi; piyasacı, metalaşmış sağlık sisteminin sonucudur ve sizin de bu durumda payınız vardır. Yargılama sürecinde sonuç ne olursa olsun bu kişiler kamu vicdanında da hüküm giyeceklerdir. Halkın sağlık hakkı için mücadele eden, türlü tehdit ve zorbalıklara rağmen iyi hekimlik değerlerinden vaz geçmeyen, ebelik ve hemşirelik gibi doğumdan ölüme yaşatmanın sorumluluğu ve yeminine sadık kalan, sağlık hizmetlerinin her aşamasında görev alarak aynı sorumlulukla çalışmaya devam eden sağlık emekçilerinin sayısı bu yozlaşmış, etik değerlerini kaybetmişlerden çok daha fazladır.
Bilinmelidir ki; organize kötülüğe karşı organize iyilik ve nitelikli sağlık hizmeti vermek için mücadele eden sağlık emekçileri, sağlık sisteminin güvencesi, oto kontrolü olmaya devam edecektir." Şeklinde konuştu.
Kaynak : PHA